Sokaktaki Yaşamın Adı: FARAH

Proje: Bi’bak 
City as a Home: Berlin

3 yaşında evinde olmak yerine sokakta arabaların arasında mutlu gözlerle bakan bir çocuk ve Farah gibi çocukların evi sokaklar.
Bu insanlar olumsuz koşullara rağmen yaşama tutkuyla sarılıp sokakları kanıksamış, bu sokaklarda umut içinde her türlü olanağa sahip insandan daha mutlu bir şekilde yaşamlarını sürdürme kararlılığı içinde olmuşlardır.
Camiler, kiliseler tanrının evi sokaklar da bu insanların,
Bu yüzyılda bu göçe , sokaklardaki bu zorunlu yaşama tanıklık etmek insanlık adına utanılacak bir durum olsa gerek;
Can yakıcı olan kendi yurtları işgal edilen insanların zor koşullarda başka ülkele- re göç ederek o ülkenin sokaklarında bir yaşam alanı oluşturmaları her koşulda yaşama olan tutkularının bir gösrergesi değilse nedir ki? Hemde o ülkede hor görülen ,itilen bir durumda iken…
Kendi sosyal yaşam alanlarını oluşturamayan toplumların olağanüstü koşullar yaşayan Farah’lar için bir yaşam kurması mümkün müdür?
Sokakta olan insanlar evlerine çekildi, sokakları tekinsiz bulmaya başladılar ve kapalı kapılar ardından bakar oldular ve sokaktan soyutlandılar. Kapitalist düzenin içinde tüketen üretimden uzaklaşan insanlar sokaklarda geri dönüşüme katkı da bulunan insanları yoksaydılar. Kendi tüketimini, atıklarını toplayan insanlarla yüzleşmekten korkar oldular.
Sokaklar kaybedecekleri herşeyi çoktan kaybetmişlerin evi oldu.

Bu proje kapsamında üç büyük başkent Berlin, Brüksel ve Ankara’dan fotoğraflar çekilerek sokakta yaşayan insanların ortak yaşamları anlatıldı. 

Fotoğraflar

Scroll to Top